Lale Müldür
09 Mayıs 2009
felemenk ülkelerine bir kanal
senin adına kapalı hava diyorlardı. ben seni
kızılderili yazı sanıyordum. sen kapalıydın,
kuzeyliydin. jesuit'tin. çene sınırına kadar
traş edilmiş sakalların vardı. sende kendini
dünyadan, benden, her şeyden geri çeken bir şey
vardı. ben sende akdenizden birşeyler bulmaya
çalışıyordum. dağınık saçlarını, karmakarışık
sakallarını, disiplinsizliğini akdenizliliğe
yoruyordum. atina'lı değildin sen oysa.
grote market'tin, isparta'ydın.
atina'lı değildin sen.
felemenk yollarıydın, cafe falstaff'dın.
gent'de bir kanaldın. kanalda bir tekneydin
ticaret merkezlerine giden. jacquart tekstil
fabrikalarıydın. ebes&co.'ydun.
gent'de bir kanaldın. bir köprü değildin,
atina'lı değildin sen.
bruges'da donmak üzere olan bir kuğuydun.
kontlar şatosunda bir işkence odasıydın.
bir floransa güneşi, bir frigya sandalı,
atina'lı değildin sen. . ...sonra yüzümüzdeki savaş boyalarını çıkardık ve konuştuk iki uygar insan gibi...bana som kayaları... dar boğazları...kendi iç geçitlerini gösterdi...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)