15 Şubat 2023

Brodie Raporu

"Bütün Yahoo ulusu içinde, yalnızca büyücüler gerçekten ilgimi uyandırdı. Halk onlara, karıncaya veya kaplumbağaya veya arzu ettikleri varlığa dünüşme yetkisini mal eder; kuşku duyduğumu fark eden biri bana bir karınca yuvası gösterdi, sanki bu kanıtmış gibi. Yahoolar bellekten yoksundur veya yok gibi bir şeydir; leopar akınlarının neden olduğu yıkımları anlatırlar, ama kendilerinin mi, yoksa atalarının mı gördüğünü, hatta bir düş mü olduğunu bilmezler. Büyücülerin ise bellekleri vardır, ama zayıftır; sabah veya önceki geceki olayları günün akşamında anımsayabilirler. Geleceği kestirme yetenekleri de vardır; örneğin, sakin bir güvenle bildirirler: Bir sinek ensemi sıyırıp geçecek veya çok geçmeden bir kuşun ötüşünü duyacağız. Yüzlerce kez, bu ilginç yeteneğin tanığı oldum. Bu konuya çok kafa yordum. Geçmiş, şimdi ve geleceğin en ince ayrıntısına kadar, Tanrı'nın kehanet gibi belleğinde ve O'nun sonsuzluğunda var olduğunu biliyoruz; garip olan, insanların bilgisizce geriye bakıyor olabilmelerine karşın, ileriye dönme hakkını elde edememeleridir. Daha dört yaşındayken, Norveç'ten gelen yüksek bordalı yelkenli gemiyi gördüğümün berrak bir anısını saklıyorsam, olmaya hazırlanan bir şeyi birinin önceden kestirmeye yetenekli olmasına neden şaşırmalı? Felsefi açıdan bakılırsa, bellek, geleceğin kahinliğinden daha küçük bir mucize değildir; yarınki gün bize, hala anımsadığımız, İbranilerin Kızıl Denizi aşmasından daha yakındır."

Jorge Luis Borges 

"Sıkıntımızın ne kadar sürdüğünü bilmiyorum. Rahmetli babam bir gün, paranın centavos veya pesosla ölçüldüğü gibi, zamanın günlerle ölçülemeyeceğini, çünkü bütün pesolar aynıyken, her gün, hatta her saatin farklı olduğunu söylemişti. Ne dediğini pek anlamamıştım, ama cümlesi belleğime kazılı kaldı."

Jorge Luis Borges, Juan Morana 

"Uyku, bilindiği gibi, eylemlerimizin en gizemlisidir. Yaşamımızın üçte birini ayırırız ve onu anlamayız. Kimilerine göre uyanıklığımızın gölgede kalmasından başka bir şey değildir; kimileri için de aynı zamanda geçmiş, şimdi ve geleceği içeren karmaşık bir durumdur, daha başkaları için ise kesintisiz bir düşler dizisidir." 

Jorge Luis Borges, Yaşlı Bayan 

"Karşılıklı kinleri nasıl ve neden doğmuştu? Yüzyıl sonra, son düellolarının sağladığından başka ünü olmayan iki adamın karanlık öyküsünü nasıl yeniden kurmalı? Reyles'in babasının, Laderecha adlı ve "kaplan bıyıklı" bir ustabaşının, sözlü olarak toparladığı bazı ayrıntıları, unutma ile belleğin eş ölçüde yaratıcı olmasından ötürü, pek inanmadan aktaracağım." 

Jorge Luis Borges, Öteki Düello 

Markos'a Göre İncil

"Markos'a göre İncil'i bitirdikten sonra, öteki üçünden birini okumak istedi; baba, daha iyi anlamaları için, bitirdiğine yeniden başlamasını rica etti. Espinosa, çocuklar gibi, yenilik ve çeşitlemeden çok, tekrarı sevdiklerini kavradı. Bir gece Tufan'ı düşledi, bu şaşılacak bir şey değildi; geminin yapımında çekiç sesleri onu uyandırdı, yıldırım düştüğünü sandı. Gerçekten de hafifleyen yağmur, yeniden boşanmaya başlamıştı." 

Jorge Luis Borges

13 Şubat 2023

QUIET NIGHT THOUGHTS

Before my bed 

there is bright moonlight 

So that it seems 

like frost on the ground;


Lifting my head 

I watch the bright moon, 

Lowering my head 

I dream that I'm home. 

Li Po

"As a member of society, in the daytime going to work, earning his living, paying his debts, respecting the old, bringing up the young, every man must make use of a great deal of Confucian illumination of the Tao; but he must also liberate himself at times, as an individual, from all this and escape from what would be called his real problems together with their potentially illuminated solutions; letting the light of the Tao itself be reflected in his dreams at night; which are no less part of his life and of his humanity. 

Li Po is the Taoist in this pair of poets, and his constantly recurring symbol is the reflected light of the Moon at night; whilst Tu Fu is the Confucian who from early childhood made the Phoenix his symbol, the Fire Bird symbolising the Yang.

[..]

The name of his original home would therefore have meant very little to his contemporaries, who must be excused also for not knowing his place of birth because he spent most of his life travelling and had the romantic habit of speaking of many places he particularly liked as if they were his own home.

[...]

This difference is very important to the reader of Chinese poetry (though the apparatus of our language obscures it in translation) for Chinese poetry tends to be in the most concise and so most generalised form of the Chinese language; which is not the same as 'vague', but is such as to achieve vividness by giving greatest freedom to the reader's own imagination - in a scene that the poet himself has set. Something similar can also be observed in Chinese painting, which does not so much invite the viewer to take the artist's seat as to take his own walk in the landscape. (The translator of Chinese poetry has often to determine the walk more precisely than the original; but he cannot translate it into anything less than his own language requires.)"

Li Po and Tu Fu: Poems Selected and Translated with an Introduction and Notes by Arthur Cooper 

"Bir şey olmak, geri kalan hiçbir şey olmamaktır. Bu karmaşık sezgi, insanları bir şey olmamanın, bir şey olmaya, bir tek şey olmaya üstün geldiği ve bir anlamda, böylece her şey oldukları inancına yöneltmiştir."

Jorge Luis Borges 

05 Şubat 2023

Tlön, Uqbar, Orbis Tertius 

"Koridorun ta öbür ucundan ayna bizi gözlüyordu. Aynalarda ürkünç bir yan olduğu görüşünde birleştik. (Gecenin geç saatlerinde bu türden bir keşif kaçınılmazdır).  Derken Bioy Casares, Uqbar'lı kafirlerden birinin, insanın sayısını çoğalttıkları için aynaları ve çiftleşmeyi tiksinç saydığını hatırladı."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe

04 Şubat 2023

Bekleyiş

"geçmişin zamanın asıl dokusu olduğunu anladı; zamanın hep geçmişe dönüşmesi de bu yüzdendi."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

Labirentinde Ölen Kral İbni Hakan El-Buhari 

"Dik kum tepelerini tırmanarak labirente ulaşmışlardı. Bu kadar yakından bakıldığında, bir insan boyundan biraz daha yüksek, sıvasız tuğladan örülü, dümdüz, neredeyse sonsuza dek uzanan bir duvar gibi görünüyordu. Dunvaren, yapının bir çember biçiminde olduğunu söyledi; Çember o kadar genişti ki eğimi neredeyse kaybolmuştu. Unwin'in aklına düz bir çizgiyi sonsuz bir çemberin eğimi sayan Cusa'lı Nicholas geldi. Yürüdürler, yürüdüler; geceyarısına doğru çıkmaz, tehlikeli bir geçite açılan dar bir delik buldular. Dunvaren evin içinde birçok çatallanan yol olduğunu, ama hep sola dönerlerse bir saatten kısa bir sürede labirentin tam merkezine ulaşabileceklerini söyledi. 

[...]

Geceleyin, rüzgar, bize aslanın kükremesini ulaştırıyor, ağıldaki koyunlar yüzyılların ötesinden gelen bir korkuyla birbirlerine sokuluyorlardı." 

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

Rastlaşma

"Tren yolculuğu bana sonsuz denecek kadar uzun gelmişti, ama -herkesin bildiği gibi- zaman çocuklar için yavaş geçer.

[...]

Oysa berikiler kavgaya tutuşmuşlardı bile. Önce, sanki birbirlerini incitmekten korkuyormuşçasına işe başlamışlar, daha sonra gözler birbirine dikilmişti. Uriarte öfkesinden, Duncan'sa takındığı küçümseme ya da ilgisizlikten sıyrılmışlardı. Tehlike, nasıl omuşsa olmuş, onları başka birer insan haline getirmişti; iki erkekti kavga eden, iki toy delikanlı değil. Böyle kavgalarda yalnız havada hızla çakıp sönen bıçaklar konuşur sanırdım ben; oysa şu anda kavgayı neredeyse bir satranç oyunu seyredermiş gibi izleyebiliyordum. Aradan geçen yıllar gördüklerimi abartmış ya da bulandırmış olabilir elbette. Ne kadar sürdü bilmiyorum; bazen olağan zaman ölçülerinin dışına taşan olaylar vardır yaşamda."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

03 Şubat 2023

Ölümsüzler 

"Don Guillermo okuduklarının ışığında beş duyunun gerçekliğin algılanmasını önlediği ya da çarpıttığı ve bunlardan kurtulabilseydik, dünyayı olduğu gibi, -sonsuz ve zaman dışı haliyle görebileceğimiz sonucuna varır. [...] Eşyanın ebedi örneklerinin ruhun derinliklerinde yattığı ve Yaradan'ın bize bahşettiği algılama organlarını grossa moda birer engel olduğunu düşünmeye başlar. Bunlar dış dünyada varolan her şeye karşı bizi kör eden, aynı zamanda da dikkatimizi saptırarak içimizde taşıdığımız görkemi gözardı etmemize yol açan kara gözlüklerden başka bir şey değildir."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

Yolları Çatallanan Bahçe 

"Korkunç bir işe kalkışan kişi bunu çoktan tamamlayıp bitirmiş olduğunu düşünmeli, geçmiş kadar geriye döndürülemeyecek bir gelecek olduğu düşüncesini kendine kabul ettirmeli."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

Gizli Mucize 

"O zaman, gerçeğin çoğunlukla bizim gerçek hakkındaki beklentilerimizle örtüşmediğini düşündü; kendine özgü bir mantıkla, belli bir duruma ilişkin bir ayrıntıyı önceden kestirmenin, onun gerçekleşmesini önlemek demek olduğu sonucuna vardı. Bu cılız büyüye dayanarak, sırf gerçekleşmesinler diye en korkunç ayrıntıları gözünün önüne getirdi.

[...]

İnsanların rüyalarının Tanrı'ya ait olduğunu hatırladı; Maimonides rüyalarda duyulan sözlerin, açık seçik duyuldukları ve onları söyleyen, göze görünmediği takdirde, Tanrı sözü olduklarını ileri sürmüştü."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

Zahir 

"Bir ölüyü bekletirken, çürüme sürecinin cesede eski yüzlerini kazandırdığı görülür.

[...]

'Oxymoron' diye adlandırılan benzetme türünde, sözcük önüne onun karşıtı gibi görünen bir sıfat konularak nitelendirilir; bu ilke uyarınca agnostikler kara ışıktan, simyacılar da kara güneşten sözetmişlerdir.

[...]

"Uykusuz, büyülenmiş gibi, neredeyse mutlulukla, cisimsel varlığı paradan daha az olan bir şey bulunmadığını düşündüm, çünkü, aslına bakılırsa, her bir madeni para, (diyelim yirmi centavo değerinde bir para) içinde gelecek zamanları barındırıyor. Para soyuttur, diye tekrarladım; para gelecek zaman kipidir. Banliyöde bir gece ya da Brahms'ın bestelediği müzik olabilir; haritalar, satranç ya da kahve olabilir; bize altını hor görmeyi öğreten Epiktetos'dan çok daha değişkendir o. Önceden kestirilemeyecek zamandır, Bergsoncu zamandır, Müslümanlığın ya da Stoacıların değişmez zamanı değildir. Gerekirciler dünyada, ancak bir eylemin, yani gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan bir eylemin varolduğu düşüncesine karşı çıkarlar; madeni paralar insanın özgür iradesinin simgesidir. (Bu 'düşüncelerin', Zahir'e taban tabana zıt bir akıl oyunu ve onun iblisçe etkisinin başlangıcı olduğu aklıma gelmedi.)

[...]

Zahir'e duyulan inanç İslam kökenliydi ve 18. yüzyılda başladığı anlaşılıyordu. [...] 'Zahir', Arapça'da "adı belli", "gözle görülür" anlamına geliyordu; bu anlamıyla Allah'ın doksan dokuz adından biriydi ve halk (Müslüman bölgelerde yaşayanlar) bu sözcüğü "unutulmaz olma denilen o korkunç özelliğe sahip olan ve imgesi sonunda delirten varlık ya da nesneleri" tanımlamak için kullanıyordu. [...] 1832 sıralarında Büy Kentinin dış mahallelerinde delilik ya da azizlik anlatmak üzere kullanılan, pek duyulmamış bir deyim çalınmış Taylor'ın kulağına; "kaplan görmüş gibi"...Taylor'a sözü edilen kaplanın, ömrünün sonuna kadar aklından çıkaramayacağı için, görenin -bir defa da olsa- yıkımına neden olan büyülü kaplan olduğunu söylemişler. Birisi, bu bahtsızlardan birinin Maysur'a kadar kaçtığını, orada kaplanın resmini bir sarayın duvarlarına çizdiğini söylemiş. Yıllar sonra Taylor, krallığın hapistanelerinin duvarlarını gözden geçiriyormuş; Nittur'daki bir hapishanede vali, ona, duvarları, tavanı ve tabanı bir Müslüman dervişi tarafından zamanın silmeden önce yumuşattığı vahşi renklerde boyanmış bir çeşit "uçsuz bucaksız kaplan" resmiyle kaplı bir hücre göstermiş. Bu kaplan, bakanın başını döndürecek kadar çok sayıda kaplandan oluşuyormuş; yol yol kaplanlarla, nokta nokta kaplanlarla doluymuş, denizleri, Himalayaları, baktıkça içinde daha çok kaplanlar olduğu görülen orduları varmış. 

[...]

Sufiler Tanrı'da yitip gitmek için kendi adlarını ya da Tanrı'nın doksan dokuz adını, anlamsızlaşıncaya kadar tekrarlar. Bu yoldan gitmek istiyorum. Belki de ancak tekrar tekrar aklıma getirmek yoluyla Zahir'i tüketip bitireceğim sonunda. Belki de o paranın ardında Tanrı'yı bulacağım."

Jorge Luis Borges, Yolları Çatallanan Bahçe 

02 Şubat 2023

Borges and Language

"Lopez Lecube: Do you lie, Borges? 

Borges: Not voluntarily. But I can lie, language is so limited compared to what we think and feel that we are obliged to lie, words themselves are lies. Stevenson said that in five minutes of any man's life things happen that all of Shakespeare's vocabulary and talents would be unable to describe adequately. Language is a clumsy tool and that can oblige one to lie."

Jorge Luis Borges, The Last Interview and Other Conversations 

Borges and Reading

"Borges: [...] If you begin a book, if at the end of fifteen or twenty pages you feel that the book is a task for you, then lay that book and lay that author aside for a time because it won't do you any good. 

[...]

Burgin: If enjoyment is paramount, then what do you suppose it is that gives one a sense of enjoyment from a book? 

Borges: There may be two opposite explanations to that. The individual is getting away from his personal circumstances and finding his way into another world, but at the same time, perhaps that other world interests him because it's nearer his inner self than his circumstances."

Jorge Luis Borges, The Last Interview and Other Conversations 

Borges and the Greatest Novelists

"When I was a young man I thought Dostoevsky was the greatest novelist. And then after ten years or so, when I reread him, I felt greatly disappointed. I felt that the characters were unreal and that also the characters were part of a plot. Because in real life, even in a difficult situation, even when you are worried very much about something, even when you feel anguish or when you feel hatred-well, I've never felt hatred-or love or fury maybe, you also live along other lines, no? I mean, a man is in love, but at the same time he is interested in the cinema, or he is thinking about mathematics or poetry or politics, while in novels, in most novels, the characters are simply living through what's happening to them. No, that might be the case with very simple people, but I don't see, I don't think that happens.

[...]

Kafka is closer to poetry really. He works with metaphors and types as opposed to characters."

Jorge Luis Borges, The Last Interview and Other Conversations 

Borges and Insomnia

"And then there was a clock. It worried me very much. Because with a clock you may doze off, and then you may try to humbug yourself into thinking that you've slept a long time. If you have a clock, then it will give you the time in the face every quarter of the hour, and then you say, "Well, now it's two o'clock, not it's quarter past, now half past two , now quarter to three, now the three strokes," and then you go on and on...It's awful. Because you know you haven't missed any of the strokes."

Jorge Luis Borges, The Last Interview and Other Conversations 

Borges and Memory

"I remember my father said to me something about memory, a very saddening thing. He said, "I thought I could recall my childhood when we first came to Buenos Aires, but now I know that I can't." I said, "Why?" He said, "Because I think that memory"-I don't know if this was his own theory, I was so impressed by it that I didn't ask him whether he found it or whether he evolved it-but he said, "I think that if I recall something, for example, if today I look back on this morning, then I get an image of what I saw this morning. But if tonight, I'm thinking back on this morning, then what I'm really recalling is not the first image, but the first image in memory. So that every time I recall something, I'm not recalling it really, I'm recalling the last time I recalled it, I'm recalling my last memory of it. So that really," he said, "I have no memories whatever, I have no images whatever, about my childhood, about my youth. And then he illustrates that, with a pile of coins. He piled one coin on top of the other and said, "Well, now this first coin, the bottom coin, this would be the first image, for example, of the house of my childhood. Now this second would be a memory I had of that house when I went to Buenos Aires. Then the third one another memory and so on. And as in every memory there's a slight distortion, I don't suppose that my memory of today ties in with the first images I had," so that, he said, "I try not to think of things in the past because if I do I'll be thinking back on those memories and not on the actual images themselves." And then that saddened me. To think maybe we have no true memories of youth. [...] 

That it [the past] can be distorted by successive repetition. Because if in every repetition you get a slight distortion, then in the end you will be a long way off from the issue."

Jorge Luis Borges, The Last Interview and Other Conversations 

Borges and Philosophy

"It is enough for me to say that if I am rich in anything it is in perplexities rather than in certainties. A colleague declares from his chair that philosophy is clear and precise understanding. I would define it as that organisation of the essential perplexities of man."

Jorge Luis Borges, The Last Interview and Other Conversations