27 Şubat 2009

babamın vertigosu

Acı acı acı. Sabahın 1’i. Bir hastanenin acil servisinin beş yataklı bir koğuşunda. Karşı yatakta kafası bantlı sol gözü şiş bir genç adam uzanmış belden yukarısı çıplak. Yanında dikilen annesi olmalı. Tekerlekli bir yatak giriyor içeriye. Yandaki boşluğu dolduruyor. Mavi giysili bir kadın hasta bakıcı beyaz perdeyi çekiyor. Tekerlekli yatak ve üzerindeki gömleğiyle orası kanlı adam gizleniyor. Hayır, bir gidip geleyim. Ama sondayı takmak zorundayız. Ama çok sıkıştım. Öyle diklenmenin ne lüzumu var, biz sizin için buradayız. Dostum izin ver gideyim. Doktor bey hasta sondayı taktırmak istemiyor, siz ne diyorsunuz? Mümkünü yok, bakın beyninizde kanama var, gidemezsiniz, bu çok… Tekerlekli bir sandalye giriyor içeriye. Üzerinde kemik yığını bir adam. Gandhi’ye benziyor. Perdenin arkasından: Ayıp olmaz mı ama? Olmaz burası hastane. Kemik yığınını yatağa yatırdılar. Doktor geldi. Bira göbekli mavi gözlü keten beyaz pantolonu var saçları kırlaşmış ama yaşı fazla yok gibi. İstirahat istirahat diyor. Kemik yığınına bu gece ilaç yazmayacakmış. Bilmiyorum neden.
Aydın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder