18 Mart 2009

hayrola

Annem yok. Ne evde. Ne sokakta. Ne de. Şehirde değil. Eve giremiyoruz. Ölmüş fare ve küf kokuyor. İçeride beyaz solucanlar var. İnsanı hasta ediyorlar. Daha önce olmuştu ya. Yataktan kalkamıyorsun. Kafan kazan gibi oluyor. İyi ama annem nerede? Eve girmeye korkuyorum. Geceyi orada geçirmek istemiyorum. Bir de Beyza var. Beyza benden küçük. Bir gün dayımlardayız. Bir gün Döndü Teyzemlerde. Bir ara evin kapısını açıp içeriye girmeyi denediğimi...
Rümeysa (nereden çıktıysa?) babasına götürüyor bizi. Babası bakkal. Yüz seksen liralık lolipop, bonibon, eti puf vesaire veriyor bize. Güya hastalığın ilacı evin temiz kalması ve bol bol şekerli yiyecekler yenilmesi. Bir masa hazırlıyor hemen. Tabağımda pembe bir lolipop var ve beyaz bir peynir dilimi. Torbam dolu. Annem ve babam geliyor o sıra. "Gördün mü anne? Temiz olmamız lazımmış. Gitme bir daha."
diyorum.
Istanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder